ARAŞTIRMA MAKALESI | |
1. | Kreatinin değeri normal olan hastalarda sodyum fosfat solüsyonu ile yapılan kolonoskopi hazırlığının güvenilirliği ve etkinliğinin değerlendirilmesi Evaluation of the safety and efficacy of colonoscopy preparation by sodium phosphate in patients with normal creatinine values Fuat Aydınlı, Emel Ahıshalı, Can Dolapçıoğlu, Meliha Melin Uygur, Reşat Dabakdoi: 10.5505/jkartaltr.2011.42204 Sayfalar 113 - 120 AMAÇ: Sodyum fosfat (NaP) kolonoskopi hazırlığında en sık kullanılan oral preparattır. NaP kullanımına bağlı olarak hiperfosfatemi, hipernatremi, hipokalsemi ve hipopotasemi gibi yan etkiler gelişebilir. NaP’ın etkinlik ve güvenilirliğini göstermek amacıyla kreatinin değerleri normal olan hastalarda yan etki sıklığı, yan etkilerin hastalarda bir semptoma yol açıp açmadığı ve kolon temizliğindeki etkinliği değerlendirildi. YÖNTEMLER: Dr. Lütfi Kırdar Kartal Eğitim Araştırma Hastanesi Endoskopi Ünitesi’nde elektif olarak kolonoskopi randevusu alan hastalardan kreatinin düzeyi normal olan 54 hasta çalışmaya kabul edildi. Kolonoskopi hazırlığı NaP solüsyonu ile yapıldı. Hastaların kolonoskopiden 3 gün önce ve kolonoskopiye başlamadan hemen önce serum biyokimya testlerine bakıldı, EKG’leri çekildi. Kolon temizliği Ottawa Skalası’na göre değerlendirildi. BULGULAR: NaP kullanımı sonrası hastaların potasyum ve kalsiyum düzeyleri anlamlı derecede azalırken fosfor düzeyleri anlamlı derecede arttı. Ancak bu bulgular hastalarda herhangi bir semptoma veya EKG bulgusuna yol açmadı. Sağ kolon (7 hasta) dışında yetersiz temizlik saptanmadı ve ortalama toplam skor 2 olarak bulundu. SONUÇ: Kreatinin değeri normal olan hastalarda NaP ile yapılan kolonoskopi hazırlığına bağlı olarak herhangi bir semptoma yol açmayan, potasyum düşüklüğü, kalsiyum düşüklüğü ve fosfor yüksekliği görülebilir. NaP etkili bir kolon temizliği sağlamaktadır. |
2. | Servikovajinal Pap-smear sonuçlarının klinik parametrelerle karşılaştırılması Comparison of cervicovaginal Pap-smear results with clinical parameters Havva Erdem, Cem Şahiner, Ümran Yıldırım, Seyit Ali Köse, Ahmet Karataş, Ali Kemal Uzunlar, Nilüfer Kadıoğlu, Sare Şipaldoi: 10.5505/jkartaltr.2011.40469 Sayfalar 121 - 126 AMAÇ: Serviks kanseri, gelişmekte olan ülkelerde kadınlarda kansere bağlı ölümlerin önde gelen nedenidir. Bu makalede, bölümümüze başvuran kadın hastaların klinik parametrelerini değerlendirerek, smear sonuçları ile karşılaştırmak istedik. YÖNTEMLER: Kadın doğum polikliniğimize 2010-2011 yılı arası başvuran 1101 kadının Bethesda sistemine göre değerlendirilen smear sonuçları, retrospektif klinik verilerle değerlendirildi. BULGULAR: Yaş arttıkça enflamasyon tanısının normal izlenmesine oranla anlamlı olarak azaldığı (p=0.001), akıntı-ağrı şikayetinin anlamlı olarak arttığı (p<0.0001), kanama ve kitle hissi şikayetinin değişmediği saptandı (sırasıyla, p=0.978 ve 0.688). Mann-Whitney U testi ile rahim içi araç (RİA) varlığı durumunda aktinomiçes enfeksiyonunun, RİA yokluğu durumuna oranla anlamlı olarak arttığı gözlendi (p<0.0001). Pap smear sonuçlarına bakıldığında, önemi bilinmeyen atipik skuamöz hücreler/düşük dereceli skuamöz intraepitelyal lezyon (ASC-US/LSIL) oranı %11.1 olduğu tespit edildi. SONUÇ: Servikovajinal tarama yönteminin, en güvenli ve en kolay tarama yöntemi olduğunu ve gereği halinde doku biyopsisi ile erken tanı şansının daha da yükseleceğini umuyoruz. |
3. | Dudakta yassı epitel hücreli karsinom: Yalnız cerrahi ve cerrahi ve postoperatif radyoterapi ile tedavi, elde edilen sonuçlar ve prognostik faktörler Squamous cell carcinoma of the lip: Treatment results and prognostic factors for patients treated with surgery alone and surgery plus postoperative radiotherapy Naciye Özşeker, Atınç Aksu, Mihriban Koçak, Alpaslan Mayadağlı, Kemal Ekici, Beyhan Ceylaner Bıçakçıdoi: 10.5505/jkartaltr.2011.92063 Sayfalar 127 - 134 AMAÇ: Bu çalışmada, 10 yıllık periyot içinde takip edilen dudak kanserlerinde klinikopatolojik özellikler, relaps paterni, prognostik faktörler ve tedavi sonuçlarının değerlendirilmesi amaçlandı. YÖNTEMLER: Kliniğimizde 2000-2010 yılları arasında takip edilen yassı epitel hücreli dudak karsinomu tanılı 90 hasta geriye dönük olarak değerlendirildi. BULGULAR: Hastaların 44’ü (%49) evre I, 30’u (%33) evre ll, 11’i (%12) evre III ve 5’i (%6) evre lVa olarak evrelendi. Tüm hastalara cerrahi rezeksiyon, 32 (%36) hastaya boyun diseksiyonu uygulanmış idi. Ameliyat sonrası dönemde 28 (%31) hastada radyoterapi uygulandı. Toplam 26 (%29) hastada tekrarlama oldu (%21 bölgesel, %3 dudak, %3 lokal+bölgesel, %2 uzak). Median 40 ay izlem sonrasında 75 hasta (%84) hastalıksız olarak takip edilmektedir. Hastaların 12’si (%13) hastalık nedeni ile, 3’ü (%3) hastalık dışı nedenle hayatını kaybetti. Genel sağkalım 5 yılda %77.5 olup, hastalıksız sağkalım 5 yılda %66 idi. SONUÇ: İleri evre ve cerrahi sınır pozitifliği sağkalımı kötüleştirmektedir. TNM evresine ek olarak tümör derinliğinin de kötü prognostik faktör olarak dikkate alınması önerilebilir. |
4. | Akciğer gelişimsel anomalili olgularımız Our patients with developmental anomalies of lung Tülin Durgun Yetim, Hanifi Bayaroğulları, İsmail Güzelmansur, Vefik Arıca, İbrahim Şilfeler, Seçil Arıcadoi: 10.5505/jkartaltr.2011.53496 Sayfalar 135 - 144 AMAÇ: Akciğerlerin gelişimsel anomalileri (AGA), nonherediter olan nadir bir hastalık grubudur. Bu anomalilerin bir kısmı ağır seyretmekte olup prenatal dönemde fetüsün kaybına yol açabilir. Çalışmamızda, hastanemize başvuran çocuk hastalarda doğuştan akciğer anomalilerini ve tiplerini belirleyip, tedavi yöntemlerini araştırmayı amaçladık. YÖNTEMLER: 2009-2011 yılları arasında hastanemize başvuran obstetrik ve diğer hasta gruplarında çeşitli görüntüleme yöntemleri ile AGA tespit edilen hastalar, tanı alma zamanları, tanı yöntemleri ve tedavileri açısından geriye dönük olarak değerlendirildi. BULGULAR: Hastanemizde 2 yıllık dönem içerisinde toplam 27 hastada gelişimsel akciğer anomalisi saptandı. Olguların 13’ü sadece ultrasonografi, 2’si ultrasonografi ve manyetik rezonans görüntüleme ile prenatal dönemde tanı aldı. On bir hastaya postnatal dönemde bilgisayarlı tomografi ile tanı konuldu. SONUÇ: Akciğerlerin gelişimsel anomalileri prenatal dönemde fetüsün, postnatal dönemde yeni doğan bebeğin kaybına yol açabildiklerinden erken tanı konulması ve tedavisi önemlidir. |
5. | Spinal metastazlı olgularda CyberKnife ile ikinci seri ışınlama Second series of reirradiation in metastatic spinal cases with CyberKnıfe Mihriban Koçak, Naciye Özşeker, Alpaslan Mayadağlı, Kemal Ekici, Atınç Aksu, Hakan Levent Güldoi: 10.5505/jkartaltr.2011.79037 Sayfalar 145 - 150 AMAÇ: 2009-2011 yılları arasında spinal veya paraspinal metastazı nedeniyle daha önce radyoterapi uygulanan 21 hasta, stereotaktik radyocerrahi (SRS) ile tekrar tedavi edildi ve retrospektif olarak değerlendirildi. YÖNTEMLER: Tüm hastalar aynı bölgeden daha önceden konvansiyonel fraksiyon eksternal radyoterapi almıştı. SRS ortalama dozu 14 Gy ve ortalama fraksiyon sayısı 2 idi. Hastaların medyan yaşı 53 idi. Hastalar medyan 8 ay takip edildi. BULGULAR: Tüm hastalar için ortalama sağkalım süresi 11.7 aydı. SRS sonrası 2. ayda yapılan ilk değerlendirmede 6 (%28.6) hastada parsiyel yanıt alındı; 14 (%66.7) hasta stabil, 1 (%4.8) hasta ise progrese idi. Takip süresi sonunda ise 2., 3., 6. ve 11. aylarda olmak üzere 4 (%19) hastada lokal progresyon gelişti. Bir hastada SRS sonrası 8. ayda alt ekstremitede minimal parestezi gelişti. SONUÇ: Sonuç olarak, daha önce spinal radyoterapi görmüş hastalarda SRS kabul edilebilir toksisite sonuçlarıyla uygulanabilinir bir tedavi seçeneğidir. |
6. | Sağlık bilimleri fakültesini tercih eden öğrencilerin, üniversite ve meslek tercihlerinde etkili olan faktörler (Kırıkkale Üniversitesi örneği) Factors in selecting a university and career among students studying in the faculty of health sciences (Kırıkkale University) Gamze Ebru Çiftçi, Selda Fatma Bülbül, Nuray Bayar Muluk, Gülsüm Çamur Duyan, Ali Yılmazdoi: 10.5505/jkartaltr.2011.98704 Sayfalar 151 - 160 AMAÇ: Meslek seçimi bireylerin yaşamlarını etkileyen en önemli faktörlerden birisidir. Kendine uygun mesleği seçen bireyler yaşam boyu mutlu olacağı gibi yaptıkları işte de verimli olacak, kendisine ve yaşadığı topluma daha çok fayda sağlayacaktır. Bu önemden hareketle, tanımlayıcı bir araştırma niteliğinde olan bu çalışma öğrencilerin meslek ve üniversite tercihlerini etkileyen etmenleri saptamak amacı ile yapıldı. YÖNTEMLER: Kesitsel tanımlayıcı nitelikte olan bu çalışma örneklemini Kırıkkale Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi’ne 2009-2010 akademik yılında kayıt yaptıran öğrenciler oluşturdu. BULGULAR: Araştırmaya katılan öğrencilerin %70.32’sinin kendi isteği ile tercih yaptığı, %45.05’inin İç Anadolu Bölgesi’nden geldiği ve %57,4’ünün ailesinin ekonomik durumunu orta olarak değerlendirdiği görüldü. Öğrenciler tercihlerini çoğunlukla 6-10. sıralarda yaptıkları ve çoğunluğunun tercih ettiği bölümle ilgili genel bilgiye sahip olduğu sonucuna varıldı. SONUÇ: Üniversite tercihini etkileyen faktörler arasında; üniversitenin şehre olan mesafesinin daha etkili olduğu, şehrin sosyo-ekonomik düzeyinin, yurt ve barınma olanaklarının etkisinin düşük olduğu, öğretim elemanları ve akademik yapının etkisinin olmadığı sonuçlarına ulaşılmıştır. |
HIÇBIRI | |
7. | Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Tıp Dergisi 2011 yılı XXII. cilt hakem dizini Reviewer indeks of Journal of Kartal Training and Research Hospital, Volume XXII of 2011 Sayfa 168 Makale Özeti | |