GİRİŞ ve AMAÇ: Kliniğimize büyük adrenal lezyon ile başvuran ve laparoskopik veya açık yaklaşımla cerrahi tedavi uygulanan hastaları, endokrinolojik, cerrahi ve patolojik yönlerine odaklanarak mevcut literatür eşliğinde değerlendirmeyi amaçladık.
YÖNTEM ve GEREÇLER: Bu retrospektif çalışmada, 2013-2024 yılları arasında adrenal lezyon nedeniyle kliniğimize başvuran 757 hastanın kayıtları incelendi. Bunların 38’inde 5 cm’den büyük lezyonlar saptandı. Çalışma kriterlerini karşılayan ve deneyimli bir cerrah tarafından belirlenen cerrahi yaklaşımla ameliyat edilen 32 hastanın verileri analiz edildi. Klinik, laboratuvar, cerrahi ve patolojik bulgular kapsamlı bir şekilde değerlendirildi.
BULGULAR: Çalışmaya dahil edilen 32 hastanın hormonal analizinde 23 hastada (%71.9) fonksiyonel lezyonlar (Grup 1) ve 9 hastada (%28.1) fonksiyonel olmayan lezyonlar (Grup 2) saptandı. Cerrahi rezeksiyon sonrası en yaygın histopatolojik tanı 12 hastada (% 37.5) gözlenen feokromositoma idi. Tüm büyük adrenal lezyonların medyan hacmi 118.3 cm³ (IQR; 51.9-296.3) idi. Grup 1 lezyonların medyan hacmi 159.1 cm³ (IQR 46.8-436.8) iken, Grup 2 lezyonların medyan hacmi 100.1 cm³ (IQR 72.2-156.5) idi (p>0.05). Cerrahi yaklaşıma (laparoskopik vs. açık) göre analiz edildiğinde, Grup 1’de Grup 2’ye kıyasla açık cerrahi daha sık uygulanmıştır (p=0.035). Ki-67 indeks değerleri Grup 1 için 4 (IQR=1-20) ve Grup 2 için 6 (IQR=3.5-57.5) olup gruplar arasında anlamlı fark yoktu (p>0.05).
TARTIŞMA ve SONUÇ: Bu çalışma, büyük adrenal lezyonların yönetiminde, optimal tedavi için endokrinologları, yetenekli cerrahları ve patologları içeren multidisipliner bir yaklaşımın gerekliliğini vurgulamaktadır. Tümör işlevselliği ve boyutuna göre özel cerrahi kararlar ve ameliyat öncesi hazırlık, riskleri en aza indirmek ve başarılı sonuçlar elde etmek için esastır.
INTRODUCTION: We aimed to evaluate patients who presented to our clinic with large adrenal lesion and underwent surgical treatment through either a laparoscopic or open approach, focusing on endocrinological, surgical, and pathological aspects, in the context of existing literature.
METHODS: In this retrospective study, the records of 757 patients admitted to our clinic for adrenal lesion between 2013 and 2024 were examined. Lesions larger than 5 cm were found in 38 of them. The data of 32 patients who met the study criteria and were operated with the surgical approach determined by an experienced surgeon were analyzed. Clinical, laboratory, surgical and pathological findings were evaluated comprehensively.
RESULTS: Hormonal analysis of 32 patients included in the study revealed functional lesions in 23 patients (71.9%) (Group 1) and non-functional lesions in 9 patients (28.1%) (Group 2). The most common histopathological diagnosis after surgical resection was pheochromocytoma, which was observed in 12 patients (37.5%). The median volume of all large adrenal lesions was 118.3 cm³ (interquartile range [IQR] 51.9-296.3). The median volume of Group 1 lesions was 159.1 cm³ (IQR 46.8-436.8), while the median volume of Group 2 lesions was 100.1 cm³ (IQR 72.2-156.5) (p>0.05). When analysed according to surgical approach (laparoscopic vs. open), open surgery was performed more frequently in Group 1 compared to Group 2 (p=0.035). The median Ki-67 index values were 4 (IQR=1-20) for Group 1 and 6 (IQR=3.5-57.5) for Group 2 with no significant difference between the groups (p>0.05).
DISCUSSION AND CONCLUSION: This study highlights the necessity of a multidisciplinary approach in managing large adrenal lesions, involving endocrinologists, skilled surgeons, and pathologists for optimal treatment. Tailored surgical decisions and preoperative preparation based on tumor functionality and size are essential for minimizing risks and ensuring successful outcomes.