GİRİŞ ve AMAÇ: Bu çalışmada cinsiyet, yaş ve semptom kombinasyonlarıyla kolonoskopide belirlenen tanılar arasındaki ilişkiler analiz edilmiştir.
YÖNTEM ve GEREÇLER: Çalışmada 2018 yılında hastanemiz endoskopi ünitesinde kolonoskopi uygulanan tüm hastalara ait demografik veriler, semptomlar ve kolonoskopi sonuçları hastane otomasyon sistemi kayıtlarından elde edildi ve incelendi.
BULGULAR: Ortalama yaşı 54.5±14.6 (aralık: 6–94) olan hastaların 1692’si (%54) erkek, 1440’ı (%46) kadındı. Hastaların %66.3’ü 50 yaş üzerinde,
%5.9’u 30 yaş altındaydı. Kolonoskopi işlemlerinin %7.3’ü tamamlanamamıştı. Hastaların 168’inde (%5.4) gaitada gizli kan (GGK) pozitifliği, 1900’ünde (%60.7) rektal kanama, 1893’ünde (%60.4) konstipasyon, 1975’inde (%63.1) karın ağrısı mevcuttu. En sık semptom birliktelikleri kanama + konstipasyon + karın ağrısı (1625 hasta; %51.9) ve konstipasyon + karın ağrısı (169 hasta; %5.4) idi. Kolonoskopi sonucunda hastaların 1616’sında (%51.6) anormal bulgu saptanmadı, 699’unda (%22.3) polip, 43’ünde (%1.4) kanser olduğu düşünülen kitle, 230’unda (%7.3) divertikülöz lezyon, 544’ünde (%17.4) diğer ön tanılar konuldu. Polip saptanma oranı tek başına GGK pozitifliği olanlarda (p=0.003) veya GGK pozitifliği ile birlikte rektal kanama ve/veya konstipasyonu (p=0.001) olan hastalarda anlamlı yüksek, konstipasyonu olanlarda (p=0.034) anlamlı düşüktü. Yaşa göre yapılan analizde 50 yaş üstü hastalarda GGK pozitiflik oranı diğer gruplara göre anlamlı yüksek (p<0.001), rektal kanama oranı ise anlamlı düşük (p<0.001) bulundu, 30–50 yaş grubunda ağrı oranı diğer gruplara göre anlamlı yüksekti (p=0.007). Polip (p<0.001), kanser görünümlü kitle (p=0.008) ve divertikülöz lezyon (p<0.001) oranları 50 yaş üzeri grupta diğer gruplara göre anlamlı yüksek bulundu. GGK pozitif olanlarda polip (p<0.001) ve divertikülöz lezyon (p<0.001) saptanma oranları anlamlı yüksek, anormal bulgu saptanmayan hasta oranı (p=0.03) ise anlamlı düşüktü.
TARTIŞMA ve SONUÇ: Çalışmamız verileri GGK pozitifliği ya da rektal kanaması olan hastaların kolonoskopik incelemelerinde önemli patolojiler saptandığını, özellikle 50 yaş üzerinde kolorektal polip ya da kanser görünümlü kitle oranlarında artış olduğunu, konstipasyonu olan hastalarda ise anormal bulgu ya da malignite olasılığının azaldığını göstermiştir.
INTRODUCTION: It was aimed to analyze the relationships between gender, age, and symptom combinations, and the diagnoses determined in colonoscopy.
METHODS: Demographic data, symptoms, and colonoscopy results of all patients who underwent colonoscopy in our hospital’s endoscopy unit in 2018 were obtained from the hospital records and analyzed.
RESULTS: The mean age was 54.5±14.6 years. A total of 66.3% of the patients were over 50 years old. A total of 7.3% of colonoscopy procedures could not be completed. In 168 patients (5.4%) there was fecal occult blood (FOB) positivity, 1900 (60.7%) had rectal macroscopical bleeding, 1893 (60.4%) had constipation, and 1975 (63.1%) had abdominal pain. No abnormal findings were found in 1616 (51.6%) of the patients as a result of colonoscopy, 699 (22.3%) had polyps, 43 (1.4%) had cancer-like masses. The polyp detection rate was significantly higher in patients with positive FOB alone (p=0.003) or patients with rectal bleeding and/or constipation (p=0.001) and significantly lower in patients with constipation (p=0.034). The rates of FOB positivity (p<0.001), polyp (p<0.001), cancer-like mass (p=0.008), and diverticular lesions (p<0.001) were significantly higher in the patients over 50 years of age. The rates of polyps (p<0.001) and diverticular lesions (p<0.001) were significantly higher in FOB-positive patients.
DISCUSSION AND CONCLUSION: Findings of the present study showed that patients with FOB positivity or rectal bleeding showed significant pathologies in their colonoscopic examinations, especially over the age of 50, an increase in the rate of the colorectal polyps or cancer-like masses, and a reduced possibility of abnormal findings or malignancies in patients with constipation.