Astým bronþiyale tanýsý konan 44 çocuk hastanýn spesifik immunoterapisi yapýldý Spesifik immunoterapi yapýlan hastalarýn bu tedaviden in vitro olarak yararlandýklarým araþtýrmak için bir çalýþma yapýlmasýna baþlandý. Ýki yýl süreli ve altý aylýk aralýklarla yapýlan tetkiklerde tedavi sonucunu deðerlendirmek amacýyla ev tozu akarlarýndan Dermatophoides Pteronyssinus (M1) ve dermatophoides Farinea (M2) gibi akarlara karþý blokan antikor olarak adlandýrýlan spesifik IgG4 deðerlen araþtýrýldý. Bu çalýþma sonunda spesifik immunoterapide spesifik IgG4 deðerlerinin ilk altý ayda in vitro olarak yeterli bir deðerlendirme olmadýðý sonucuna ulaþýldý.

Saðlýk çalýþanlarý meslekleri nedeniyle Hepatit B Virüs bulaþým riski altýndadýrlar. Bu etkene kargý geliþtirilen aþýlar ile korunmak mümkündür. Bu çalýþmada, Hepatit B Virüs marker'larý negatif bulunan 92 saðlýk personeli randomize olarak iki gruba ayrýlmýþtýr. 1. gruba birinci kuþak rekombinant, 2. gruba plazma kaynaklý Hepatit B aþýsý 0., l.,2., aylarda yapýlmýþtýr. Bireylerden 1., 2., 3., aylarda serum örnekleri alýnarak -20°C de saklanmýþtýr. Anti-HBs düzeyleri mikro-ELISA yöntemi ile çalýþýlmýþtýr. Anti-HBs geometrik ortalama titrasyonu (GMT) deðerleri 1. ve 2. grupta ayrý ayrý incelendiðinde iki grup arasýnda GMT deðerleri ve antikor oluþturma yönünden anlamlý bir fark bulunmamýþtýr. Ýki aþý arasýnda 3 kez aþýlama sonrasý GMT deðerleri ve koruyucu düzeyde antikor oluþturma yönünden anlamlý bir fark bulunamamakla birlikte olgularýn %11-22 sinde koruyucu düzeyde antikor oluþmamasý aþýlama sonrasý antikor düzeylerinin kontrolü gerekliliðim düþündürdü.

Kartal Devlet Hastanesi Çocuk Kliniðinde Mayýs-Eylül 91 tarihleri arasýnda yatarak tedavi gören 28 bakteriyel menenjitli ve 5 viral menenjitli olguda eritrosit sedimantasyon hýzý, serum ve BOS CRP ve prealbumin deðerleri saptandý. Kontrol grubu olarak 10 saðlýklý olgu alýndý. Sonuçlar literatür deðerleri ile karþýlaþtýrýldý.

Kartal Devlet Hastanesi 2.Cerrahi Kliniði'nde Ekim 1990 ile Mart 1991 tarihleri arasýnda ince iðne aspirasyon biyopsisi (Ý.Ý.A.B) endikasyonu konan 35 hasta bu çalýþmanýn kapsamýna alýndý. Hastalarýn 21'inde memede kitle, 14'ünde tiroid nodülü mevcuttu. Tüm hastalarda çýkarýlan ameliyat piyesleri üzerinde, kitle ortaya konarak 10 cc'lik ve 20 cc'lik enjektörlerle ve her enjektör için ayrý ayrý 20 ve 22 numaralý iðne ile kitleden aspirasyon biyopsisi yapýldý. Böylece 4 çeþit materyal elde edildi. Bu materyellerin sitolojik incelemesi karþýlaþtýrarak, hangi tip aspirasyon enjektörü ve iðnesi ile en yeterli sitolojik malzemenin alýnabileceði araþtýrýldý. Sonuçta, 10 cc'lik enjektör ve 22 numaralý iðne ile devamlý aspirasyon yapýlarak en iyi materyal toplanabileceði kanaatine varýldý.

Potential Acuity Meter (PAM) optik ortamlarýnda kesafetin olduðu gözlerde potansiyel görmeyi ölçmek amacýyla geliþtirilmiþtir. Bu çalýþmada optik ortamlarý saydam olan oküler hipertansiyonla ve glokom nedeniyle goniotrepanasyon yapýlan gözlerde PAM potansiyel görmeleri ile Snellen görmeleri karþýlaþtýrýlmýþtýr. 20 oküler hipertansiyonla göz kontrol grubunu oluþtururken, 32 goniotrepanasyon geçiren glokomlu gözün ameliyat öncesi ve sonrasý PAM potansiyel görmelerinin Snellen görmeleri ile uyumu araþtýrýlmýþtýr. Oküler hipersansiyonlu gözler için tam bir uyum elde edilmiþtir. Goniotrepanasyon ameliyatý öncesi %56.2 olan uyum, ameliyat sonrasý %75 olmuþtur. Glokom ameliyatý öncesi ve sonrasý görmeyi deðerlendirmede PAM ile güvenilir sonuçlar alýnabileceði ortaya konmuþtur.

Bugün dünyamýzda 350 milyon kronik HBV taþýyýcýsý olduðu, hastalýðýn bulaþanýnýn %40 kadarýnýn yenidoðan döneminde görüldüðü ve bu enfekte bebeklerinde %90 oranýnda kronik HBV taþýyýcýsý olduðu bilinmektedir. Ülkemizde HBsAg taþýyýcýlýðý %5-10 arasýnda olup, profilaktik önlemlerin uygulanmadýðý saðlýk personelinde normal popülasyondan 2-5 kat daha fazla taþýyýcýlýk görülmektedir. Bu çalýþmada, Þiþli Etfal Hastanesi II. Çocuk Kliniðinde hepatit dýþý çeþitli nedenler ile takip ve tedavi edilen 0-2 yaþ grubu 238 çocukta asemptomatik HBsAg ve ayný klinikte çalýþan 65 saðlýk personelinde ise HBV prevelansýný saptamak ve literatür ile karþýlaþtýrmak amaçlandý. 0-2 yaþ grubunda %9.2, saðlýk personelinde ise %16.9 HBsAg taþýyýcýlýðýnýn saptanmasý ve yine saðlýk personelinde seropozitiflik oranýnýn %72.3 bulunmasý toplumumuzun ve özellikle saðlýk personelimizin HB enfeksiyonu açýsýndan büyük risk altýnda olduðunu ve bir an önce koruyucu önlemlerin alýnmasý gerekliliðini göstermektedir.