AMAÇ: Karına penetre delici kesici alet yaralanmalarına yaklaşım, zaman içinde değişiklik göstermiştir. Anterior yaralanmalarda uygulanan rutin laparotomiden selektif konservatif tedaviye geçiş deneyimi, karın posterior yaralanmalarında da kabul görmektedir. Konservatif tedavide amaç, rutin laparotomide görülen yüksek gereksiz laparotomi oranlarını en aza indirmektir. Çalışmamızın amacı karın posterior yaralanması olan hastaların takip ve tedavi sonuçlarının analiz edilmesidir.
YÖNTEMLER: Nisan 2009 – Eylül 2012 tarihlerinde, karın posterior bölgesine penetre delici kesici alet yaralanması olan hastalar prospektif olarak incelendi. Hemodinamik açıdan instabil ve/veya peritonit bulguları olan hastalara acil laparotomi yapılırken diğerlerine konservatif tedavi uygulandı. Ek bölge yaralanmalarında lokalizasyona uygun ek değerlendirme yapıldı. Görüntüleme yöntemi olarak üç kontrastlı bilgisayarlı tomografi kullanıldı.
BULGULAR: Çalışmaya 19 hasta dahil edildi. Sadece posterior yaralanması olan hastalarda cerrahi müdahale gerekmezken, ek bölge yaralanmalı üç hasta ameliyat edildi. Bunlardan 2’sine laparotomi ve torakotomi, birine sadece laparotomi yapıldı. Hemopnömotoraks saptanan 3 hastaya tüp torakostomi uygulandı. İlave sol torakoabdominal yaralanmalı 2 hastaya diyagnostik laparoskopiyle diyafragma değerlendirmesi yapıldı, patoloji saptanmadı. Cerrahi dışı sebepden dolayı bir hastada mortalite görülürken, selektif konservatif tedavi edilen hastalarda mortalite ve morbidite görülmedi.
SONUÇ: Karın posterior bölgesine penetre delici kesici alet yaralanmalarında cerrahi tedavi gereksinim oranı düşüktür. Klinik takip ve üç kontrastlı bilgisayarlı tomografik değerlendirme ile yapılan konservatif tedavi bu hasta grubunda uygun bir yaklaşımdır.
OBJECTIVE: The management of penetrating abdominal stab injury has been changed in time. The experience of selective non-operative management in anterior injuries has also been accepted in posterior injuries. The aim of this study was to analyse the treatment and follow-up outcomes of patients with penetrating posterior stab injury.
METHODS: Between April 2009 and September 2012, patients with penetrating posterior abdominal stab injuries were evaluated prospectively. While patients with hemodynamically unstable or peritonitis findings were undertaken emergent laparotomy, the others were treated with non-operative management. Additional evaluation was performed according to the associated injuries. Triple contrast computed tomography was used as the imaging method.
RESULTS: Nineteen patients were included in the study. Surgical treatment was not required in patients with only posterior injury. However, three patients with additional injuries were treated surgically. Tube thoracostomy was required in 3 patients with hemopneumothorax, diagnostic laparoscopy was performed to 2 patients with left thoraco-abdominal injury. Mortality due to non-operative pathology was observed in one patient. No mortality and morbidity was observed in patients treated with non-operative management.
CONCLUSION: Requirement of surgical treatment is low in penetrating posterior abdominal stab injury. Non-operative management with clinical follow-up and triple contrast computed tomography is a proper approach in selected patients.