AMAÇ: Böbrek hücreli kanserler (BHK), erişkin solid tümörlerinin %3'ünü, tüm parankimal böbrek tümörlerinin yaklaşık % 85'ini oluşturur. Bu çalışmada, böbrek hücreli kanser tanısıyla tedavi edilen hastaların klinik ve histopatololojik özelliklerinin araştırılması amaçlandı.
YÖNTEMLER: 2005-2010 yılları arasında kliniğimizde böbrek tümörü tanısı ile cerrahi olarak tedavi edilen 230 hastanın klinik ve patoloji kayıtları retrospektif olarak incelendi.
BULGULAR: Hastaların yaş ortalaması 57. 5 yıl (32-84) idi. Hastaların 69'u kadın (% 30), 161'i erkek (% 70) idi. Yirmiyedi hastaya (%12) nefron koruyucu cerrahi, 203 hastaya (%88) ise radikal cerrahi uygulandı. Ortalama tümör çapı 6.9 cm (2-18) olarak ölçüldü. Otuz dört (% 15) hasta tedavi anında metastaz izlendi. Kromofob hücre tipli BHK’de metastaz saptanmazken en fazla sarkomatid varyantta metastaz saptanmıştır.
SONUÇ: : Çalışmamızda tümör evresi ve histolojik alttipin tümörün klinik davranışını belirlemede daha önemli olduğu saptanmıştır. Tümör derecesi ile ilgili olarak ise daha fazla çalışmaya ihtiyaç vardır.
OBJECTIVE: Renal cell cancers (RCC) constitute about %3 of adult solid tumors and 85% of all parenchymal renal tumors. In this study, it is aimed to evaluate the clinical and histopathologic properties of patients treated with the diagnosis of renal cell cancer.
METHODS: The clinical and pathological records of 230 patients that were surgically treated with a diagnosis of renal tumors in our clinic in between 2005-2010 were analyzed retrospectively.
RESULTS: The mean age of patients was 57.5 (32-84) years. The sixty-nine (%30) of patients were female and 161(%70) were male. It was performed to 27 patients (%12) nephron-sparing surgery and to 203 patients (%88) radical surgery. The mean tumor size was 6.9 cm (2-18). The thirty-four (%15) patients had metastases during treatment. The chromophobe cell RCC wasn't detected metastasis, but the sarkomatid variant RCC had the most metastasis rates.
CONCLUSION: In our study, the tumor stage and histological subtype were found to be more important in determining the clinical behavior of the tumor. The more studies are needed with respect to the tumor grade.