INTRODUCTION: We aimed to conduct a comprehensive bibliometric analysis of the top 100 most-cited publications in the field of Chronic Lateral Ankle Instability (CLAI). We sought to identify key research themes, trends, and the collaborative network among scholars, institutions, and countries within the CLAI domain, and to offer insights into the evolution of CLAI research and its impact on clinical practice and patient care in the context of evidence-based medicine.
METHODS: We conducted a bibliometric analysis of the 100 most-cited articles on CLAI using the Web of Science database up to the end of 2023. The mean citation count and citation density were calculated. Additionally, we classified studies by evidence level, design, and subject matter, and investigated correlations with citation metrics, including evidence level, publication decade, and journal title. Additional analyses examined the influence of author specialty, inter-institutional collaborations, and quantitative aspects such as the number of authors, institutions, page count, and references on citation numbers.
RESULTS: The analysis of the top 100 cited articles on CLAI revealed a maximum citation count of 1,074 and an average of 166.15±127.05 across articles, with citation density ranging from 2.50 to 60.60. The research was predominantly from the United States (52 studies), involved an average of 4.42±4.32 authors per article, and spanned 2 to 18 pages with 10 to 260 references. The University of North Carolina emerged as a leading institution with eight articles, and Hertel was noted as a key contributor with contributions to 15 papers.
DISCUSSION AND CONCLUSION: This bibliometric analysis on CLAI underscores the evolving interest in recent studies, particularly from 2011-2020, and highlights the importance of multicenter research and the need for higher-level evidence. It reveals the United States, Sweden, and the United Kingdom as key contributors, suggesting a potential for global collaboration.
GİRİŞ ve AMAÇ: Bilimsel literatürü niceliksel olarak değerlendiren bibliyometrik analiz yöntemiyle, Kronik Lateral Ayak Bileği İnstabilitesi (KLAI) alanındaki en çok alıntı yapılan ilk 100 yayını kapsamlı bir şekilde analiz etmeyi amaçladık. KLAI alanı içindeki ana araştırma temalarını, eğilimleri ve araştırmacılar, kurumlar ve ülkeler arasındaki işbirliği ağını tanımlamayı ve KLAI araştırmasının değişimine ve klinik uygulama ile hasta bakımına olan etkisine, kanıta dayalı tıp bağlamında içgörüler sunmayı hedefledik.
YÖNTEM ve GEREÇLER: Web of Science veritabanı kullanılarak 2023 yılı sonuna kadar KLAI üzerine en çok alıntı yapılan 100 makale üzerinde bir bibliyometrik analiz gerçekleştirildi. Ortalama alıntı sayısı ve alıntı yoğunluğu hesaplandı. Yayın yılı, yazarlık, kurumsal ve coğrafi kökenler ve dergi isimleri gibi ilgili veriler kayıt altına alındı. Ayrıca, çalışmalar kanıt düzeyi, tasarım ve konu başlığına göre sınıflandırıldı ve alıntı metrikleriyle kanıt düzeyi, yayın on yılı ve dergi başlığı arasında olan korelasyonlar incelendi. Yazar uzmanlığının, kurumlararası işbirliklerinin ve yazar sayısı, kurum sayısı, sayfa sayısı ve referanslar gibi niceliksel yönlerin alıntı sayıları üzerindeki etkisi ek analizlerle incelendi.
BULGULAR: KLAI konusunda en çok atıf almış ilk 100 makale üzerine yapılan analiz, atıf sayısı maksimum 1,074 ve makale başına ortalama 166.15±127.05 atıf ile atıf yoğunluğunun 2.50 ile 60.60 arasında değiştiğini ortaya koydu. Araştırmalar ağırlıkla Amerika Birleşik Devletleri’ndendi (52 çalışma), makale başına ortalama 4.42±4.32 yazarlıydı, 2 ila 18 sayfa arasındaydı ve 10 ila 260 arası referans içermekteydi. Kuzey Karolina Üniversitesi, sekiz makale ile öne çıkan bir kurum olarak belirlendi ve Hertel, 15 makaleye katkıda bulunmasıyla önemli bir yazar olarak tespit edildi.
TARTIŞMA ve SONUÇ: KLAI üzerine yapılan bu bibliyometrik analiz, özellikle 2011-2020 yılları arasında yapılan son çalışmalara olan artan ilgiyi vurgulamakta ve çok merkezli araştırmaların önemini ve daha yüksek düzeyde kanıta olan ihtiyacı ortaya koymaktadır. Amerika Birleşik Devletleri, İsveç ve Birleşik Krallık’ın ana katkıda bulunanlar olarak belirlenmesi, küresel işbirliği potansiyelini göstermektedir.