INTRODUCTION: Blood glucose dysregulation is independently associated with mortality and morbidity in critically ill patients. However, it is difficult to keep glycemic control at targeted levels in diabetic and non-diabetic patients in intensive care units (ICU). A point prevalence study was planned to evaluate glycemic control in patients treated in the tertiary ICU. Ethics committee approval was obtained before starting the study.
METHODS: The demographic data of the patients, their characteristics at the time of admission, intensive care follow-up and treatment, the nutrition method, and the parameters related to glycemic control were recorded.
RESULTS: On the study day, a total of 107 patients, 35 of whom were COVID (C-ICU) and 72 were in the non-Covid ICU (NC-ICU), were included in the study. 47.6% of the patients were male and 29.9% had a diagnosis of diabetes mellitus (DM). The mean blood glucose value of the patients was measured as 158 mg/dL and glycemic dysregulation (4.7% hypoglycemia and 25.2% hyperglycemia) was detected in 29.9% of all patients. Blood glucose levels were unregulated in 28.6% (n=10) of the patients in C-ICU and 30.5% (n=22) patients in NC-ICU. The patients with regulated blood glucose were similar between the two groups (p=0.510). A statistically significant correlation was found between the patients’ unregulated blood glucose levels and the presence of DM (p=0.05).
DISCUSSION AND CONCLUSION: The idea that a certain glucose target may not always be optimal for all patients and that individualized glucose control is currently being discussed. We believe that blood glucose algorithms are necessary in ICUs without putting patients into hypoglycemia or hyperglycemia in routine follow-up.
GİRİŞ ve AMAÇ: Kan şekeri disregülasyonu, kritik hastaların mortalite ve morbiditesi ile bağımsız ilişkilidir. Ancak yoğun bakım ünitelerinde diyabetik ve non-diyabetik hastalarda kan glikoz düzeyinin hedeflenen seviyelerde tutulması güçtür. Üçüncü basamak yoğun bakım ünitesinde (YBÜ) yatarak tedavi görmekte olan hastalarda kan şekeri regülasyonunu değerlendirmek amacıyla nokta prevelans çalışması planlandı. Araştırmaya başlamadan önce etik kurul onayı alındı.
YÖNTEM ve GEREÇLER: Hastaların demografik verileri, başvuru anındaki özellikleri, yoğun bakım takip ve tedavileri, uygulanan beslenme şekilleri ve glisemik kontrolle ile ilgili parametreler standart veri forumuna kaydedilerek değerlendirildi.
BULGULAR: Çalışma günü, 35 COVID (C-YBÜ) ve 72 Non–COVID yoğun bakım ünitesinde (NC-YBÜ) yatmakta olan toplam 107 hasta çalışmaya dahil edildi. Hastaların 47.6%’sı erkek idi ve %29.9’unda diyabet mellitus (DM) tanısı mevcuttu. İstatistik sonuçlarına bakıldığında; Hastaların ortalama kan şekeri değeri 158 mg/dL olarak ölçüldü, tüm hastaların %29.9’unda glisemik disregülasyon (%4.7’sinde hipoglisemi, %25.2’sinde hiperglisemi) tespit edildi. Yoğun bakımlara göre bakıldığında C-YBÜ’de %28.6 (n=10) hastanın kan şekerinin regüle olmadığı, NC-YBÜ’de %30.5 (n=22) hastanın kan şekerinin regüle olmadığı tespit edildi. İki grup arasında kan şekeri regülasyonu açısından oranlar benzerdi (p=0.510). DM varlığı ile kan şekerinin disregüle seyretmesi arasında istatistiksel olarak anlamlı korelasyon tespit edildi (p=0.05).
TARTIŞMA ve SONUÇ: Günümüzde belli glikoz hedefinin tüm hastalar için her zaman optimal olmayabileceği ve glikoz kontrolünün bireyselleştirilmesi fikri tartışılmaktadır. Rutin işleyişte hastaları hipoglisemi ve hiperglisemiye sokmadan, her kliniğin kendi kan şekeri algoritmasını oluşturup, sıkı takip ile iyi bir metabolik kontrol sağlaması gerektiği kanaatindeyiz.