INTRODUCTION: Our study aimed to evaluate the demographic characteristics, clinical presentations, metabolic disorders, radiological findings, and treatment outcomes of pediatric patients diagnosed with urinary stone disease in a pediatric nephrology outpatient clinic.
METHODS: A retrospective, descriptive study was conducted involving 256 pediatric patients aged between 0-18 years, diagnosed with urinary stone disease from January to December 2016. Clinical data, laboratory results, radiological findings, and treatments were collected from patient files and analyzed statistically.
RESULTS: Among the patients, 52.3% were male, and the median age was 39.5 [15.0-87.0] months. The most common reason for presentation was known urinary stone disease follow-up (21.5%), followed by abdominal pain and restlessness. A positive family history of urinary stone disease was noted in 61.3%, and parental consanguinity was observed in 5.5%. Metabolic abnormalities were detected in 57% of cases, most frequently hypocitraturia (34.4%), hypercalciuria (20.7%), and hyperoxaluria (17.9%). Hypocitraturia was more prevalent in older children, while hypercalciuria was more common in infants. Medical treatment was initiated in 70.7% of patients, primarily with potassium citrate (69.1%). Surgical interventions included extracorporeal shock wave lithotripsy (12.6%), percutaneous nephrolithotomy (2%), and open surgery (3.1%).
DISCUSSION AND CONCLUSION: Pediatric urinary stone disease commonly presents with metabolic disturbances, particularly hypocitraturia, and frequently involves familial predisposition. Early diagnosis through appropriate imaging and metabolic screening, followed by targeted medical management, is essential for preventing renal complications and reducing the need for surgical interventions.
GİRİŞ ve AMAÇ: Bu çalışmada, pediatrik nefroloji polikliniğinde üriner sistem taş hastalığı tanısı alan çocuk hastaların demografik özelliklerinin, klinik başvuru şekillerinin, metabolik bozukluklarının, radyolojik bulgularının ve tedavi sonuçlarının değerlendirilmesi amaçlandı.
YÖNTEM ve GEREÇLER: Bu retrospektif, tanımlayıcı çalışmaya, Ocak 2016 ve Aralık 2016 tarihleri arasında üriner sistem taş hastalığı tanısı alan 0–18 yaş arası 256 çocuk hasta dahil edildi. Hastaların klinik verileri, laboratuvar sonuçları, radyolojik bulguları ve uygulanan tedavi yöntemleri hasta dosyalarından elde edilerek istatistiksel olarak analiz edildi.
BULGULAR: Hastaların %52.3’ü erkekti ve ortanca yaş 39.5 [15.0–87.0] ay olarak belirlendi. En sık başvuru nedeni bilinen taş hastalığı takibi (%21.5) olup bunu abdominal ağrı ve huzursuzluk izledi. Hastaların %61.3’ünde aile öyküsü pozitifti, %5.5’inde ise ebeveynler arasında akraba evliliği mevcuttu. Metabolik anormallikler olguların %57’sinde tespit edildi; en sık saptananlar hipositraturi (%34.4), hiperkalsiüri (%20.7) ve hiperoksalüri (%17.9) idi. Hipositraturi daha çok büyük çocuklarda, hiperkalsiüri ise bebeklerde daha yaygın olarak gözlendi. Hastaların %70.7’sine medikal tedavi başlandı ve bunların %69.1’inde potasyum sitrat kullanıldı. Cerrahi girişimler arasında ekstrakorporeal şok dalga litotripsi (%12.6), perkütan nefrolitotomi (%2) ve açık cerrahi (%3.1) yer aldı.
TARTIŞMA ve SONUÇ: Pediatrik üriner sistem taş hastalığı sıklıkla metabolik bozukluklarla, özellikle hipositraturi ile ilişkili olup ailevi yatkınlık gösterebilir. Uygun görüntüleme ve metabolik tarama ile erken tanı konulması, ardından hedefe yönelik medikal tedavinin başlanması, renal komplikasyonların önlenmesi ve cerrahi girişim gereksiniminin azaltılması açısından önemlidir.