E-ISSN : 2587-1404
ISSN    : 2587-0998

Hızlı Arama




SOUTHERN CLINICS OF ISTANBUL EURASIA - South Clin Ist Euras: 8 (1)
Cilt: 8  Sayı: 1 - 1997
ARAŞTIRMA MAKALESI
1.
REANIMASYON SERVİSİMİZE YATAN KAFA TRAVMASI HASTALARININ RETROSPEKTİF OLARAK İNCELENMESİ
RETROSPECTIVE EXAMINATION OF HEAD TRAUMA PATIENTS HOSPITALIZED IN OUR INTENSIVE CARE UNIT
Hatem Doğu, İsmail Kati, Necati Ormanci, Sedat Dalbayrak, Melihan Geliş
Sayfalar 625 - 627
Gelişmiş ülkelerde 45 yaş altında görülen ölümlerin en sık nedeni kafa travmalarıdır. Biz de reanimasyon servisine yatırılan kafa travmalı hastaların retrospektif bir değerlendirmesini yaptık. İncelediğimiz 209 dosyadan elde ettiğimiz verilere göre kafa travmalarının en sık nedeni trafik kazalarıdır. Çalışmamız sonuçlarına göre gelişteki Glasgow koma skor (GKS) değeri, hastada kitle lezyonunun bulunması, kitle lezyonunun yeri ve birden fazla olması mortaliteyi ve morbiditeyi etkilemektedir. Hasta tasıma sisteminin gelişmesi, travma yerinde uygun ilk müdahalenin yapılması, reanimasyon servislerindeki donanımın arttırılması ve sadece kafa travmaları ile ilgilenen reanimasyon servislerinin ve reanimatörlerin artması ile mortalite oranlarının düşeceği kanısındayız.
Head trauma is the most frequent reason of death under age of 45 in developed countries. We examined the files of head trauma patients hospitalized in our intensive care unit (ICU) retrospectively. According to datum we obtained from 209 files the most frequent reason of head traumas are traffic accidents. Our trial shows that initial Glasgow Coma Score, existence of cranial mass lesions, the localization and number of mass lesions effects mortality and morbidity. We conclude that developments in patient transport systems, appropriate initial intervention at the trauma-site, increase of equipment and staff of ICU and increase of the number of specific head-trauma ICU will decrease mortality rates of head trauma.

2.
0-5 AYLİK BAKTERİYEL MENENJİTLİ ÇOCUKLARA TEDAVİSİNDE DEKSAMETAZONUN YERİ
THE EFFECTIVENESS OF DEXAMETHASONE IN THE THERAPY OF BACTERIAL MENINGITIS OF THE INFANTS 0-5 MONTHS OLD
Esra Karasulu Özyalçın, Gülnur Tokuç, Yasemin Akın Ekmekçioğlu, Ahmet Özgüner
Sayfalar 628 - 631
Pürülan menenjitte, bakterilerin antibiotikler tarafından öldürülmesinden sonra, bakteri ürünlerinin subaraknoid aralıkta kalıp enflamatuvar cevaba yol açtığı gösterilmiştir. Bu cevap bazen konağa zarar verebilmektedir. Kortikosteroidlerin antienflamatuvar etkileri bu cevabın engellenmesini sağlayabilmekte ve özellikle Haemophilus Influenza'ya bağlı menenjitlerde yararlı olmaktadır. Yeni doğan ve erken süt çocukluğu dönemi pürülan menenjitlerinde ise steroidin yeri konusunda yeterli çalışma yoktur. Bu çalışma, beş aylıktan küçük menenjitli hastalarda, deksametazonun bakteriel menenjitin seyir ve prognozu üzerindeki etkilerini değerlendirmek amacı ile planlanmıştır. Hastanemiz çocuk kliniğine 1.1.1996-1.11.1996 tarihleri arasında başvuran ve akut bakteriyel menenjit tanısı alan yaşları beş ayın altında toplam 40 hastayı kapsamaktadır. Hastaların rastgele seçilen yarısına antibiotiklere ilave olarak deksametazon verilmiş, diğer gruba ise verilmemiştir. Çalışma sonuçlarına göre yenidoğan ve süt çocukluğu dönemi pürülan menenjitlerinde antibiotiğe ilave deksametazon kullanımının, BOS'taki hücre sayısını daha erken azaltmasına karşın, hastanede kalış süresi, mortalite ve morbidite üzerine bir etkisi olmadığı görüldü.
In bacterial meningitis, it was shown that, bacterial products which were left in subarachnoidal space after the death of bacteria with antibiotics, can lead to inflamatory reactions. These reactions may sometimes become harmful to the organism. Corticosteroids may prevent these inflamatory reactions by means of their antiinflamatory effects, and can be effective especially in Haemophilus Influenza meningitis. But in neonatal and early infant period purulent meningitis, there is no sufficient research showing the place of corticosteroids in treatment. This study was planned to evaluate the dexamethasone effect on duration and prognose of bacterial meningitis in the patients younger than 5 months. This study consists of 40 patients younger than 5 months interned with the diagnosis of acute bacterial meningitis who applied to our hospitals pediatric clinic between 1.1.96-1.11.96. The half of the patients who were randomly selected were administered desamethasone in addition to antibiotics and the rest were treated with only antibiotics. The results of this study showed that although the treatment with dexamethasone in addition to antibiotics in neonatal and early infant period purulent meningitis decreases the number of cells in CSF earlier, it has no effect on the staying period in the hospital, mortality and morbidity.

3.
MİYASTENİYA GRAVİS'Lİ OLGULARDA TİMEKTOMİNİN YERİ
THE ROLE OF THYMECTOMY IN MIASTENIA GRAVIS PATIENTS
Tamer Okay, İlgaz Doğusoy, Oya Uncu İmamoğlu, Attila Kanca, Sema Targıt Mumoğlu
Sayfalar 632 - 633
1995-1996 yılları arasında Miyasteniya Gravis nedeniyle Haydarpaşa Numune Hastanesi Nöroloji Kliniği tarafından takip ve tedavi edilen yedi olguya İstanbul Siyami Ersek Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Merkezinde timektomi operasyonu uygulandı. Timus mediyastende nervus firenikus korunarak boyuna dek ve ön perikardiyal yağ dokusu ile birlikte mümkün olduğunca çevre dokular ile birlikte çıkarıldı. Olgular postoperatif dönemde 8-78 hafta arasında Haydarpaşa Numune Hastanesi Nöroloji Kliniği ve kliniğimiz tarafından takip edildiler. Olguların preoperatif ve postoperatif sınıflamaları karşılaştırıldı. Osserman klasifikasyonuna göre iki veya daha fazla aşama azalması anlamlı düzelme, preoperatif kliniğine göre bir aşama azalması yeterli düzelme olarak kabul edildi.
Between 1995 and 1996, seven patients having Miastenia Gravis, who were being treated by Haydarpaşa Numune Hospital Neurology Clinic were operated at İstanbul Siyami Ersek Thoracic and Cardiovasculer Surgery Center. At this center thymectomies were performed. Thymus and adjacent tissues were removed from anterior mediastinum as wide as possible and without any injury to nervus phrenicus. During the postoperatif 8-78 weeks all patients were followed up by both clinics. Osserman classification was used in order to compare preop and postop situations. Using the Osserman Classification, two or more degrees deceleration considered as significant and one degree deceleration as sufficient improvement.

4.
ATOPİK HASTALARDA GIDA ALERJİLERİ
THE FOOD ALLERGY IN ATOPIC PATIENTS
Ercan Oluç, Yasemin Akın Ekmekçioğlu, Nadir Girit, Gülnur Tokuç, Ahmet Özgüner
Sayfalar 634 - 637
Atopik hastalıklar gelişmiş ülkelerde yaşayan 30 yaşın altındaki insanların yaklaşık üçte birinin sorunudur. Biz, Kartal Eğitim ve Araştırına Hastanesi Çocuk Kliniği bünyesindeki astım-allerji polikliniğine başvuran ve ekstrensek astım, allerjik rinit ve atopik dermatit tanısı alan 3-14 yaşlarındaki 150 hasta ve atopi hikayesi bulunmayan 50 sağlıklı kontrol gurubunun gıda allerjisi ile ilişkisi olup olmadığını inceledik. Gıda allerjisi testi, erkeklerde %53.4, kızlarda %46.6 pozitif bulundu. Cinsiyetin gıda allerjisinde önemli bir faktör olmadığı görüldü. Gıda allerji oranları 3-12 yaşlan arasında benzer bulundu, 13-14 yaş grubunda ise azalma saptandı. Gıda allerji cilt testi pozitif 60 olguda etken allerjen olarak en sık yumurta beyazı (%65) ve karabiber (%53.3) bulundu. 150 olguda gıda allerji testi pozitifliği % 40 olarak saptandı. Gıda allerji pozitifliği açısından atopik dermatit %66.6, alerjik rinit % 35.5, astım bronşiale %37.3 oranında bulundu. Yine olgularımızda ev tozunda %44, ev tozu+polende %25, polende %17, aeroallergen negatif olanlarda %38 oranında gıda allerji testi pozitifliği mevcuttu. Gıda alerji pozitifliği açısından dört grup arasında anlamlı fark saptanmadı. 50 kişilik kontrol grubunda iki hastada (% 4) gıda allerjisi pozitif idi, bu değerin atopik bünyeli hastalara da (%40) istatistiki karşılaştırması sonucu atopik hastalar lehine gıda allerji pozitifliği anlamlı derecede yüksek olarak bulunmuştur.
Atopic diseases are the problem for the one third of the people under thirty years old in industrilized countries. We have examined the relationship of food allergy with atopic dermatitis, allergic rhinitis and extrinsic asthma in subjects who were admitted to our hospital's pediatric clinic. 150 patients who were 3- 14 years old and had the diagnosis of asthma bronchiale, allergic rhinitis and atopic dermatitis and 50 healthy subjects as a control group, were included in this study. The rates of food allergy positivity were 53.4% in males and 46.6% in females. It is observed that sex isn't a valid paramater for food allergy. The rates for food allergy were similar in the 3-12 age group and a decraese was observed in the 13-14 age group. The most common allergens in the group of 60 patients with positive food allergy were egg ovalbumin (65%) and black pepper (53%). Food allergy was found in the 40% of 150 subjects. The rates of atopic diseases in the subjects who had food allergy were as follows: 66.6% in atopic dermatitis, 36.5% in allergic rhinitis, 37.3% in asthma bronchiale. The percentages of food allergy for the patients with atopic diseases were; 44% with mites, 25% with mites and pollens, 17%with pollens and with the 38% of the patients who were aeroallergen negative. There wasn't any significant difference among those four groups for food allergy. The two subjects of the control group (4%) were found food allergy positive. In statistical comparison of the atopic group (40%) with the control group (4%), food allergy positivity was found significantly high in atopic patients.

LookUs & Online Makale